2 Nisan 2012 Pazartesi

vajinal mantar enfeksiyonları

Kadın üreme organı olan vajinada meydana gelen hastalıklar ve enfeksiyonlar kadın sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir. Vajinal mantar enfeksiyonlarının teşhis ve tedavisi için mutlaka uzman doktorlara danışılması gerekmektedir. Mantar enfeksiyonu şeklinde tanımlanan rahatsızlıklar vajinada meydana geldiğinde mantarların çoğalması daha sık meydana gelmekte ve hastalık tedavi edilmezse üremeye engel oluşturmaktadır.

Vajinal mantar iltihaplarına yol açan mikroorganizmalardan en sık görüleni Candida Albikans adı verilen bir maya hücresidir. Vakaların %67-95′inde bu mantar hücresinin neden olduğu tespit edildiğinden, vajinal mantar iltihapları genelde vajinal kandidiyazis şeklinde tanımlanır. Candida Albikansın vajinada zaten normalde bulunan bir organizma mı olduğu, yoksa kadınlarda saptandığında mutlaka tedavi edilmesi gereken bir patojen mi olduğu günümüzde dahi açıklığa kavuşturulamamış bir sorudur.

Vajinal mantar iltihapları ilk kez 1849 yılında gebe bir kadında tanımlanmıştır. Erişkin kadınların yaklaşık %75′i yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez mantar iltihabı geçirirler. Çoğu kez gebelik, antibiyotik kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıkan bu durum tedaviye kolay cevap verir. Ancak kronik vajinal mantar iltihabı hem cinsel hem de psikolojik sorunlara yol açabilir.

Erkek semeninde üretilemediği için cinsel yolla bulaşan bir hastalık olarak kabul edilemez. Ancak yapılan araştırmalarda eşlerin benzer tipte mantar hücresi taşıdıkları saptandığı için pek çok hekim tedavide eş tedavisi de uygulamayı uygun görmektedir. Vajinada belirti vermeden bulunan kandidalar çeşitli faktörlerin etkisi ile aktif hale geçerler ve klasik belirtiler ortaya çıkar. Ancak önemli bir gerçek de vakaların %50’sinde bu tür bir faktör olmadan hastalığın ortaya çıktığıdır.

Vajinal Mantar İltihaplarını Tetikleyen Faktörler:

1.Antibiyotikler: Geniş spekrtumlu olarak tabir edilen güçlü antibiyotikler vajinanın normal pH dengesini bozarak mantar iltihabı için uygun ortam hazırlarlar. Vajinitte en sık etkili olan antibiyotikler tetrasiklin ve penisilin grubu ilaçlardır.

2.Gebelik: Özellikle gebeliğin son 3 ayında hücresel bağışıklığın azalması ile kandida gelişimi kolaylaşır. Yine gebelikte vajinada glikojen adı verilen maddenin artışı da bu olayı hızlandır. Vajinada glikojenin artmasına ise kanda östrojen ve progesteron miktarının yükselmesi neden olur.

3.Şeker Hastalığı: Kan şeker düzeylerinin dengesiz seyrettiği kontrolsüz diyabette idrar ve vajinal salgılarda şeker düzeyleri artar, bu da mantar için uygun bir ortam hazırlar.

4.İmmunosupresyon: Bağışıklık sisteminin baskılanması demektir. İlaçlar ya da sistemik hastalıklar sonucu hücresel bağışıklık sisteminin baskılanması kandidiazisi hızlandırır.

5.Doğum Kontrol hapları: Eski tipte yüksek doz oral kontraseptiflerin vajinal kandidiasiz için uygun zemin hazırladığı ileri sürülse de günümüzdeki düşük doz ilaçlar ile bu görüş geçerliliğini yitirmiştir.

6.Rahim içi araç (spiral): Etkisi tam olarak bilinmemektedir. Ancak kandidiazis için predispozan faktör olduğu ileri sürülmektedir.

7.Hormon kullanımı: Östrojen ve progesteron içeren ilaçların alımı kandidiazis görülme oranını arttırır.

8.Naylon giysiler: Özellikle kilolu kadınlarda giyilen naylon giysiler ve çamaşırlar bölgede sıcaklık ve nem artışına neden olurlar. Bu durum mantar hücreleri için altın değerinde bir fırsattır. Gelişen iltihap tekrarlama ve kronikleşme eğilimindedir.

9.Lokal allerjenler: Renkli tuvalet kâğıtları, parfümler, yüzme havuzundaki ilaçlar, tampon ve pedler alerjiye neden olabilirler. Alerjik zemin üzerinde ise daha sonra mantar iltihabı gelişebilir.

10.Metabolik hastalıklar : Tiroid hormonu bozukluğu gibi hastalıklar kandidiazis için uygun zemin hazırlar. Şişmanlık, Kronik servisit, Radyasyona maruz kalma durumunda hastalık uygun ortam bularak tedavisi zorlaşır.

Vajinal Mantar Enfeksiyonlarının Belirtileri:

Vajinal mantar iltihabının en önemli ve en sık görülen belirtisi kaşıntıdır. Bu kaşıntı geceleri şiddetlenir ve sıcak etkisi ile artar. Hastaların çoğunda dış genital organlarda yanma vardır. Özellikle idrar yaparken, idrarın değdiği bölgelerde şiddetli yanma hissi olur. Bazı hastalarda cinsel ilişki esnasında ağrı olabilir. Vajinal kandidiazisde akıntı her zaman olmaz. Eğer mevcut ise bu akıntı beyaz renkli ve içerisinde süt ya da peynir kesiği şeklinde tanımlanan ya da kireç benzeri olarak nitelendirilen parçacıklar bulunur. Akıntıda kötü koku görülmez. Kokunun olması kandidiazise eşlik eden ikinci bir iltihabın varlığını akla getirmelidir.

Vulva ve vajinada kızarıklık ve şişlik olabilir. Vajina duvarında mantar plakları bulunabilir. Bunların görülmesi kandidiazis için tipiktir. Kaşımaya bağlı olarak vulva derisinde soyulmalar ve küçük kanamalar olabilir.

Vajinal Mantar Enfeksiyonları Tanısı:

Vajinal mantar iltihaplarının tanısı güç değildir. Genelde muayene esnasında hastanın şikâyetleri ve muayene bulgularının bir arada değerlendirilmesi ilave bir laboratuar tetkikine gerek kalmadan tanı koydurur. Vajinal kandidiazisde kültür almanın rolü yoktur. Bunun yerine alınan akıntı örneğinin potasyom hidroksil ile muamele edildikten sonra mikroskop altında incelenmesi ve tipik mantar psödohiflerinin görülmesi tanıyı kesinleştirir.

Vajinal Mantar İltihaplarının Tedavisi:

Vajinal mantar iltihaplarının tedavisi hem çok kolay hem de zordur. Tedavi ile akut şikâyetler büyük ölçüde giderilir. Ancak hastaların %5-25′inde hastalık daha sonra tekrarlar. 1 yıl içinde en az 4 defa kandidiazis atağı geçirilir ise bu durumda tekrarlayan iltihaplardan söz edilmektedir. Bu yeniden atakların nedeni mantar mayalarının vajinadaki sağlam dokuların içine girerek derinlere kadar ilerlemesi ve burada sessiz kalmaları ve ilaçlardan da etkilenmemesi olarak açıklanmaktadır. Vajina hücreleri sürekli bir yenilenme içinde bulunduğundan üstteki hücreler dökülüp alttaki hücreler yüzeye çıktıkça bu mayalarda yüzeye yaklaşmakta ve uygun ortam bulduğunda yeniden iltihaba neden olmaktadır. Bu duruma invazif kandidiyazis adı verilir. İnvazif kandidiazisin önlenmesinde predispozan faktörlerin ortadan kaldırılması şarttır.

Tedavide hem sistemik hem de lokal ilaçların kullanılması gereklidir. Lokal ilaçlar hem vajinal ovül (fitil) hem de krem şeklinde olabilir. Tekrarlayan iltihaplarda ise bazı yazarlar eş tedavisi gerektiğini düşünmektedirler. Ağızdan alınan sistemik tedavide tek günlükten 1 haftalığa kadar tedavi protokolleri ve ilaçlar mevcuttur. Aynı durum vajinal ovüller için de geçerlidir. Tedavi esnasında naylon giysiler giyilmemesi, çamaşırların pamuklu olması, kaynatarak yıkanması ve buharlı ütü ile ütülenmesi, dar giysilerden kaçınılması, vajinanın su ile yıkanmaması bunun yerine nötr pH derecelerine sahip ve bu amaçla üretilmiş sıvı sabunların kullanılması tedaviyi kolaylaştırır. Kaynak:kadınhastalıkları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder